KORONAVİRÜS, GÜNEŞ PANELİNDE TÜRKİYE’NİN VE YERLİ ÜRETİMİN ÖNEMİNİ BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ

Ölümcül salgın ile başlayan süreçte, güneş endüstrisi tedarik zincirinin etkilenmesi, panel fiyatlarının artması gibi endişeler öne çıkmaya başladı. Çin uluslararası pek çok panel üreticisine ev sahipliği yaptığı için Koronavirüs, bu yıl programlanan dünya GES kapasitesini riske atacak gibi görünüyor. 

Şu anda hammaddenin yüzde 90’ı Çin’de üretiliyor. Yaşanan olaylardan sonra sektörde Türkiye gibi alternatif üreticilerin önemi çok net bir şekilde hissedildi. Avrupa’da birçok firma siparişlerini dahi temin edemezken, ne zaman temin edebileceğini bile öğrenemedi. Avrupa’da başlayan bu endişe bizim ne kadar önemli bir alternatif olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu.

Diğer taraftan bu durum hammaddenin Türkiye’de üretiliyor olmasının önemini, hücre üretimine geçilmesinin ve sektörün önünün açılmasının önemini de gözler önüne serdi. Şu anda Türkiye’de silisyum üretimimiz yok, panel üretimi için hücre ithalatı yapmaktayız. Sektörümüzün geçmişi çok yeni olmasına rağmen yerlilik oranımız çok yüksek. Panelde kullanılan kompanentlerin yüzde 65’ini Türkiye’de üretebiliyoruz.

Geldiğimiz noktada güneş panelinin hammaddesi Türkiye’de üretilebilir mi sorusu büyük önem kazanıyor. Milyar dolarlık yatırımlar ve büyük tesisler gerektiren bu durum, Türkiye’de kurulması kesinlikle mümkün olan fabrikalardır.  Bu dönemde ortaya çıktığı gibi Türkiye güneş enerjisinde çok büyük bir alternatif üretici olabilir. Türkiye’nin coğrafi konumu da bu noktada oldukça etkili. Türkiye, Asya ile Avrupa’nın ortasında, Afrika’ya da çok yakın olması nedeniyle bu yatırımlarda, devletin bir şekilde rol alması, öncülük etmesi gerekiyor. Yerli otomobil ne kadar önemli ise, yerli enerji kaynakları da o kadar önemli.